"Yüreğimdeki Işığın İzinde: Bir Gönüllünün Yolculuğu"

Gönüllülük, insanın içinden gelen bir çağrıyla başlar. O çağrı, belki de yeryüzündeki acıları hafifletme arzusundan, birlikte daha güçlü olma isteğinden doğar. Ben de bu çağrıya kulak verenlerden biriyim. Adım, bu uğurda attığım her adımda, yüreğimdeki ışığı izlemekten gelen bir yolculuğun parçası oldu.

Türkiye'den Suriye'ye, Afrika'nın derinliklerine kadar uzanan bu yolculuk, sadece coğrafi bir mesafe değil, aynı zamanda insani bir bağ kurmanın hikayesidir. Her adımda, gördüğüm manzara yüreğimi derinden etkiledi. Türkiye'de asrın felaketini yaşayanların sıcak bir yemek, samimi bir kucaklama, aşağılamayan bir bakış beklemeleri ile başlayan bu yolculuk, Suriye'deki yıkımın acı gerçeğiyle yüzleşmekle devam etti. İnsanların gözlerindeki umutsuzluğu görmek, yaralarını sarmaya çalışırken onlara eşlik etmek, minik bir bebeğin güvenerek tek parmağınızı avuçlarının arasına alması, küçük bir çocuğun yüzündeki tebessüme sebep olabilmek, onlara kucak dolusu sarılabilmek, beni daha da güçlü kıldı.

Afrika'nın kıyılarına ayak bastığımda, toprağın altında yatan zenginlikleri keşfetmekle kalmadım, aynı zamanda insanların içindeki gücü gördüm. Ancak bu güç, sık sık çaresizlikle boğuşan, doğal afetlerin ve toplumsal sarsıntıların pençesinde kıvranan insanların içindeki inanılmaz direnç ve dayanışmadan kaynaklanıyordu. Bu manzaralar karşısında duyduğum karışık duyguları tarif etmek güç. Bir yandan içimde umut yeşertirken, diğer yandan çaresizlik duygusuyla baş başa kalmak, inanılmaz zenginliklere sahip olup, bir o kadar da bu zenginliklerden yoksun olduklarını görmek insanı derinden sarsıyor.

Ancak, bu yolculuğun en önemli yanı, insanların kalplerinde yeşeren umut fidanlarını görmek oldu. Belki de en büyük zafer, yaşadığımız zorluklara rağmen, insanlığın hala bir araya gelip birbirine destek olabileceğini görmekti.

Bu yolculuk, sadece harita üzerindeki noktaları birbirine bağlamakla kalmadı, aynı zamanda yüreklerimizi birleştirdi. Türkiye'den Suriye'ye, Afrika'nın derinliklerine kadar uzanan bu yolculuk, bir gönüllünün sadece fiziksel olarak gitmekle kalmayıp, aynı zamanda içsel bir dönüşüme uğramasının hikayesidir. İçten dışa yaptığım bu yolculukta, aslında tam da orada olmam gerektiğini fark ettiren hisle birlikte yüreğimdeki ışığı izleyerek ilerlemekten başka bir şey düşünmedim ve bundan sonra da düşünmeyeceğim. Çünkü bu yolculuk, yüreğimin en derin köşelerinde taşıdığım bir tutku ve bu tutku, bana sonsuz güç veriyor.

Yol arkadaşlarımla birlikte, insanlığın dört bir yanına umut tohumları ekmek için yola çıktık. Ve bu yolculuğun sonu olmadığını, her durağın yeni bir başlangıç olduğunu biliyorum. Her adımımda, içimdeki coşkuyu ve umudu daha da büyüterek ilerlemeyi öğrendim. Ve her geçen gün, yüreğimdeki ışığı daha da güçlendirip, insanlığın ortak geleceği için mücadeleye devam ederek, olduğum gibi görünmeye devam edeceğim.

Yüreğinizdeki ışığın hiç sönmemesi dileği ile.

 

Selametle, مع السلامة, Kwaheri

 

Huriye ŞANVERDİ